Amaze reklamlarının durdurulma kararına karşılık Unilever yetkilierinden beklenen yanıt geldi:
Amaze reklamları durduruluyor mu? Unilever'den açıklama var!
Reklam Kurulu’nun “Amaze reklamlarının durdurma kararı”na ilişkin, Unilever Sanayi ve Ticaret Türk A.Ş. bir açıklama yaptı. Unilever'in açıklaması şöyle: "Reklam Kurulu, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü’nün “D-H-A Formülü- DHA, demir ve iyot, zihinsel gelişime yardımcı olur” ifadesine verdiği izin çerçevesinde hazırlanan Amaze reklamlarındaki bu ifadelerin kamuoyunu ve tüketiciyi yanıltıcı içerik taşıdığına karar vermiş bulunmaktadır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından, 2006 Ekim’inde sunulan ürün içerik bilgileri, araştırma ve testleri inceledikten sonra, Amaze üretimine ve ambalaj ile reklamlarda kullanılacak ifadelerde, “zihinsel gelişime yardımcı olur” açıklamasının yer almasına izin verilmiştir ve bu izin Reklam Kurulu talebi üzerine 23 Mart 2007’de ikinci kez onaylanmıştır. Aynı zamanda, “Amaze reklamlarının yayına girmeden önce tüketicilerle gerçekleştirilen testlerde herhangi bir yanıltıcı veya aldatıcı sonuca varılmadığı” görülmüştür. Bu nedenle Reklam Kurulu’nun Amaze reklamlarını durdurma kararı sonucunda Unilever Sanayi ve Ticaret T.A.Ş. olarak yasal “itiraz hakkımızı” kullanıyor ve adli süreci başlatıyoruz. Unilever olarak Amaze ürünü ile ortaya koyduğumuz tüm faydaların ve bunlara yönelik ifadelerin arkasındayız. Unilever Türkiye olarak tüm markalarımız için yürüttüğümüz reklam ve iletişim çalışmalarında tüketiciyi yanıltıcı veya aldatıcı hiçbir iddiada bulunmama prensibimize bağlı kalmaya devam edeceğimizi, bundan sonra da bu sorumluluğun bilinci ve aynı hassasiyetle hareket edeceğimizi bilgilerinize sunarız." *
http://www.marketingturkiye.com/Haberler/Detay/?no=8330
Yorumlarım:
Amaze'in reklamlarının abartılı ya da yanıltıcı olduğunu düşünmüyorum. Sonuçta bilimsel araştırmalarla çocukların zihinsel ve bedensel gelişimlerine yardımcı olduklarını her fırsatta vurguluyorlar. Ayrıca Unilever tarafından üretilmiş bir markanın güvenilir olduğu kanısındayım.
8 Haziran 2007 Cuma
Probiyotik nedir? Prebiyotik Nedir?
Genellikte tüketiciler tarafından karıştırılan Probiyotik ve Prebiyotik kelimlerinin anlamını sizler için www.pinar.com.tr sitesinden araştırdım. Böylece sitemi ziyaret eden hiç kimse hata yapmayacak:)
28.12.2005 Probiyotik nedir? Prebiyotik nedir?
Probiyotik Nedir? Doğru beslenmek, sağlıklı olmanın ana koşuludur. Bu da düzenli ve dengeli beslenme ile sağlanır. Vücudumuzda çeşitli hastalıklara yol açan bazı bakteriler (mikroplar) vardır. Bunun yanında vücudu bu Zaralı bakterilere karşı koruyan, enfeksiyonların önlenmesine yardımcı olan, bağışıklığınızı güçlendiren “dost bakteriler” vardır. Bunlara probiyotik adı verilir. Bunlar bağırsaklarda mikrobik dengeyi düzene sokan küçük ve canlı oluşumlardır. Probiyotik bakteriler sindirimin normal işleyişine yardım ederler. Geçirdiğiniz bazı hastalıklar bu faydalı bakterileri azaltırlar. Anne sütü ile beslenen bebeklerin bağırsaklarında bu bakterilerden bolca bulunur. Bağırsaklara yararlı canlı bakterileri içeren besinler ise probiyotik besinlerdir. Bir başka deyişle probiyotikler doğal korunmaya yardımcı olurlar. Vücudumuzun savunma gücünü arttıran hücrelerin büyük bir kısmı sindirim sisteminde yaşamaktadır. Onun için probiyotik gücü artırmak, bağışıklık gücünü artırmak anlamını da ifade edebilir. Bu faydalı bakterilerden yararlanmak için probiyotik ihtiva eden gıdalardan yaralanmak gerekir. Probiyotiklerin insan sağlığı ve hastalıklarının tedavisindeki önemini vurgulayan çok sayıda tıbbi çalışma son yıllarda yapılmıştır. Bağırsaklardaki iltihabi uyarılara karşı verilen cevabın bozukluğu sonucunda oluşan hastalıklara karşı da probiyotiklerden fayda sağlandığı saptanmıştır. Prebiyotik Nedir? Kalın bağırsak bakterilerinin (mikroplarının) sayısını, hareketlerini düzene sokan ve probiyotiklerin etkisini artıran sindirilmemiş karbonhidratlardır. Bunlar bir bakıma liflerdir ve suda çözünürler. Sindirim esasında emilmeden kalan bağırsağa gelmeleri önemli özelliklerindendir. Sindirime pozitif etki göstermeleri sayesinde bağışıklık sistemi güçlenir, hastalıklara karşı direnç artar. Sindirim sisteminin florası stres, iklim, ruhsal değişiklikler, çeşitli antibiyotikler ve diyet değişkenliklerinden etkilenir. İşte prebiyotikler burada da görev başındadır. Bağırsak reseptörlerine (yakalayıcı hücre) bağlanarak zararlı mikroplara fırsat vermezler. Onların gaita ile atılmalarını sağlarlar. Probiyotiklerin başlıca besinsel kaynakları fermente yoğurtlar, probiyotik olarak kullanılan çeşitli bakteriler ihtiva eden mayalardır. Mide ve sindirim sistemi hastalılarında son yıllarda önemli görülen “helicobacter pylori” bakterisini sebep olduğu enfeksiyonlara, ülser ve gasrtrite karşı kullanılan antibiyotiklerin etkileri, prebiyotik ve probiyotiklerle kombine edilmelerinden daha faydalısonuçlar alındığı da rapor edilmiştir. Pre ve probiyotiklerin kombinasyonlarının sindirim sistemi çeperinin (zarının) savunma özelliğini de güçlendirdiği rapor edilmiştir. Probiyotikler birçok vitaminin sentezine de (vücut yarayışına) etkili olmaktadırlar. Günlük lif ihtiyacımız 25-30 dr. kadardır. Bunu için sebze, meyve, kepekli ürünler ve kuru baklagiller yenmelidir. Bunlarda doğal olarak bulunan liflerde bağırsaktaki yararlı bakterilere uyarak prebiyotik etki sağlamaktadır. Probiyotik maya ile yapılan yoğurt ve özel sütlü içecekler içindeki faydalı bakteriler bağırsağa canlı olarak ulaşırlar. Bağırsak duvarına yapışarak, zararlı bakterilerin tutunmalarına engel olurlar. Böylece; probiyotik ve prebiyotik içeren gıdalar sindirimi kolaylaştırır ve bağışıklık sistemini güçlendirirler. Biyolojik değeri yüksek süt ve süt ürünleri tüketilip, probiyotik ve prebiyotik içeren besinlerden istifade edilmesi bağışıklık sistemini güçlendirir. Güçlü bir bağışıklık sisteminiz varsa sağlıklı yaşıyorsunuz demektir.
28.12.2005 Probiyotik nedir? Prebiyotik nedir?
Probiyotik Nedir? Doğru beslenmek, sağlıklı olmanın ana koşuludur. Bu da düzenli ve dengeli beslenme ile sağlanır. Vücudumuzda çeşitli hastalıklara yol açan bazı bakteriler (mikroplar) vardır. Bunun yanında vücudu bu Zaralı bakterilere karşı koruyan, enfeksiyonların önlenmesine yardımcı olan, bağışıklığınızı güçlendiren “dost bakteriler” vardır. Bunlara probiyotik adı verilir. Bunlar bağırsaklarda mikrobik dengeyi düzene sokan küçük ve canlı oluşumlardır. Probiyotik bakteriler sindirimin normal işleyişine yardım ederler. Geçirdiğiniz bazı hastalıklar bu faydalı bakterileri azaltırlar. Anne sütü ile beslenen bebeklerin bağırsaklarında bu bakterilerden bolca bulunur. Bağırsaklara yararlı canlı bakterileri içeren besinler ise probiyotik besinlerdir. Bir başka deyişle probiyotikler doğal korunmaya yardımcı olurlar. Vücudumuzun savunma gücünü arttıran hücrelerin büyük bir kısmı sindirim sisteminde yaşamaktadır. Onun için probiyotik gücü artırmak, bağışıklık gücünü artırmak anlamını da ifade edebilir. Bu faydalı bakterilerden yararlanmak için probiyotik ihtiva eden gıdalardan yaralanmak gerekir. Probiyotiklerin insan sağlığı ve hastalıklarının tedavisindeki önemini vurgulayan çok sayıda tıbbi çalışma son yıllarda yapılmıştır. Bağırsaklardaki iltihabi uyarılara karşı verilen cevabın bozukluğu sonucunda oluşan hastalıklara karşı da probiyotiklerden fayda sağlandığı saptanmıştır. Prebiyotik Nedir? Kalın bağırsak bakterilerinin (mikroplarının) sayısını, hareketlerini düzene sokan ve probiyotiklerin etkisini artıran sindirilmemiş karbonhidratlardır. Bunlar bir bakıma liflerdir ve suda çözünürler. Sindirim esasında emilmeden kalan bağırsağa gelmeleri önemli özelliklerindendir. Sindirime pozitif etki göstermeleri sayesinde bağışıklık sistemi güçlenir, hastalıklara karşı direnç artar. Sindirim sisteminin florası stres, iklim, ruhsal değişiklikler, çeşitli antibiyotikler ve diyet değişkenliklerinden etkilenir. İşte prebiyotikler burada da görev başındadır. Bağırsak reseptörlerine (yakalayıcı hücre) bağlanarak zararlı mikroplara fırsat vermezler. Onların gaita ile atılmalarını sağlarlar. Probiyotiklerin başlıca besinsel kaynakları fermente yoğurtlar, probiyotik olarak kullanılan çeşitli bakteriler ihtiva eden mayalardır. Mide ve sindirim sistemi hastalılarında son yıllarda önemli görülen “helicobacter pylori” bakterisini sebep olduğu enfeksiyonlara, ülser ve gasrtrite karşı kullanılan antibiyotiklerin etkileri, prebiyotik ve probiyotiklerle kombine edilmelerinden daha faydalısonuçlar alındığı da rapor edilmiştir. Pre ve probiyotiklerin kombinasyonlarının sindirim sistemi çeperinin (zarının) savunma özelliğini de güçlendirdiği rapor edilmiştir. Probiyotikler birçok vitaminin sentezine de (vücut yarayışına) etkili olmaktadırlar. Günlük lif ihtiyacımız 25-30 dr. kadardır. Bunu için sebze, meyve, kepekli ürünler ve kuru baklagiller yenmelidir. Bunlarda doğal olarak bulunan liflerde bağırsaktaki yararlı bakterilere uyarak prebiyotik etki sağlamaktadır. Probiyotik maya ile yapılan yoğurt ve özel sütlü içecekler içindeki faydalı bakteriler bağırsağa canlı olarak ulaşırlar. Bağırsak duvarına yapışarak, zararlı bakterilerin tutunmalarına engel olurlar. Böylece; probiyotik ve prebiyotik içeren gıdalar sindirimi kolaylaştırır ve bağışıklık sistemini güçlendirirler. Biyolojik değeri yüksek süt ve süt ürünleri tüketilip, probiyotik ve prebiyotik içeren besinlerden istifade edilmesi bağışıklık sistemini güçlendirir. Güçlü bir bağışıklık sisteminiz varsa sağlıklı yaşıyorsunuz demektir.
15 Mayıs 2007 Salı
Ülker ve Hero’nun Fonksiyonel Gıdada Büyük İşbirliği
Ülker ve Hero'nun fonksiyonel gıda sektöründeki birlikteliğinden Aktipro ve AktaVitale ortaya çıktı.
Türkiye’nin gıda lideri Ülker ile İsviçreli beslenme uzmanı Hero şirketleri 2003’ten beri Ülker Hero markasıyla başarıyla götürdükleri çocuk beslenmesindeki birlikteliklerini şimdi tüm aile bireylerinin sağlıkla ve afiyetle dengeli beslenmesine yönelik yepyeni bir platforma taşıyor: Ülker Hero ortaklığı, dünyada hızla büyüyen bir sektör olan “Fonksiyonel Gıda” sahasına uzun soluklu bir birliktelik için girdi.
İlk aşamada sütlü ürünler kategorisinde AktiPro ve AktaVitale markaları altında toplam 4 ürünle başlayacak olan yolculuk, fonksiyonel gıda ve dengeli beslenme sahasında tüketiciye doğal olarak başka değişik kategorilerde de alternatifler ve yenilikler sunacak.
Fonksiyonel gıdalara girişin ilk ve tartışmasız en büyük yıldızı, Türkiye’de şu ana kadar benzeri olmayan AktiPro
Türkiye’nin gıda lideri Ülker ile İsviçreli beslenme uzmanı Hero şirketleri 2003’ten beri Ülker Hero markasıyla başarıyla götürdükleri çocuk beslenmesindeki birlikteliklerini şimdi tüm aile bireylerinin sağlıkla ve afiyetle dengeli beslenmesine yönelik yepyeni bir platforma taşıyor: Ülker Hero ortaklığı, dünyada hızla büyüyen bir sektör olan “Fonksiyonel Gıda” sahasına uzun soluklu bir birliktelik için girdi.
İlk aşamada sütlü ürünler kategorisinde AktiPro ve AktaVitale markaları altında toplam 4 ürünle başlayacak olan yolculuk, fonksiyonel gıda ve dengeli beslenme sahasında tüketiciye doğal olarak başka değişik kategorilerde de alternatifler ve yenilikler sunacak.
Fonksiyonel gıdalara girişin ilk ve tartışmasız en büyük yıldızı, Türkiye’de şu ana kadar benzeri olmayan AktiPro
Büyük Yenilik: AktiPro Yoğurt İçeceği;
Bağışıklık sistemini güçlendiren probiyotik kültürler ve prebiyotik lifler içeriyor. Günde bir adet AktiPro Yoğurt İçeceği’nin düzenli olarak tüketilmesi öneriliyor.
Günlük koşuşturma, stres, dengesiz beslenme vücut direncimizi kırar, bağışıklık sistemimizi zayıflatır. Her gün bir adet (110 ml) tüketilen AktiPro Yoğurt İçeceği’nin içerdiği sağlık mucizesi -yararlı bakteri ve lifler- bağışıklık sistemimizi güçlendirerek daha dirençli olmamızı sağlar.
AktiPro Yoğurt da var.
AktaVitale Yoğurt ise sindirim sistemine yardımcı ürünlerin bulunduğu kategoride Ülker Hero’nun cevabı.
AktaVitale’nin farklılığı aynı zamanda Yoğurt İçeceği’nin de olması…
Türkiye, Ülker ve Hero’nun Yeni Nesil Sağlık Ürünleriyle Buluşuyor
Ülker ve Hero’nun yeni nesil sağlık ürünlerinin tanıtıldığı basın toplantısında açıklama yapan Ülker Grubu İstişare Konseyi Üyesi ve Grup Sözcüsü Metin Yurdagül “Şirketlerimiz Ülker ve Hero, büyük bir projeye daha birlikte ve güvenle adım attı” diyerek sözlerine başladı. Yurdagül, “Bildiğiniz üzere dünyada fonksiyonel gıdalar insanların bir yandan sağlıkla, afiyetle ve dengeli beslenmesi sağlarken bir yandan da vücuda yararlı “bir şeyler”lerle de katkıda bulunma fikrinden ortaya çıktı. Bu “bir şeyler” bazen bugünkü ürünlerimizde olduğu gibi sağlık mucizesi olarak nitelendirilen yararlı bakteriler, bazen vücudumuz için gerekli vitamin ve mineraller, bazen ise yararlı bitkiler olabiliyor” dedi. Yurdagül, Ülker Hero’nun, fonksiyonel gıdalar sahasına da yatırım yaparak tüm aileye yönelik dengeli beslenme konusunda da şüphesiz lider olacağına inancını dile getirdi. Metin Yurdagül “Doğal olarak da bu aktivitemizi benzersiz bir pazarlama desteği ile güçlendireceğiz. Ülker Hero “Yeni Nesil Sağlık”tır. Yeniliklerimiz devam edecek” diyerek sözlerine son verdi.

Yorumlarım:
Şehir hayatında kendine çok zaman ayıramayan ama yine de vücuduna değer veren kişilerin çeşitli sindirim problemlerini çözmeleri ya da bağışıklık sistemlerini kuvvetlendirmeleri için piyasaya sunulan Aktipro ve AktaVitale markalarını fonksiyonel gıdaların Türkiye'ye ilk adımı olarak değerlendirebiliriz... Şimdilerde markalar yeni ürünler geliştirmeye ve yeni fonksiyonel faydalar sunup (kolestrol düşürme, bebeklerin bağışıklık sistemini koruma, çocukların aklını geliştirme) pazarı büyütmeye odaklansalar da yukarıda bahsettigimiz ihityaçları olan ve bu ürünleri kullandıktan sonra faydayı gören kişiler tarafından kullanılmaya devam edileceğini düşünüyorum...
Pınardan Çocuklara Fonksiyonel Lezzet! YOPİ!
Pınar, çocukların bedensel ve zihinsel gelişimi için çok önemli olan zengin kalsiyum, fosfor ve B 12 vitamini içeren yeni ürünü YOPİ’yi beğenilere sundu.
Pınar’dan çocuk gelişimi için yepyeni bir lezzet: Yopi İnsan beyninin %90’ı ve kemik yapısının önemli bir kısmı 6 yaşına kadar gelişimini tamamlar. Bu dönemde çocukların özellikle kalsiyum, fosfor ve B12 vitaminleri içeren gıdalarla beslenmesi çok önemlidir. Çocukların ve gençlerin bedensel ve zihinsel gelişimine verdiği önemle annelerin kalbinde önemli bir yer tutan Pınar, vitamin ve mineral deposu olan yeni meyveli taze sütlü ürünlerini, Yopi markası ile piyasaya sundu. Her kabında zihinsel ve bedensel gelişimi destekleyen kalsiyum, fosfor ve B 12 vitaminlerini içeren Yopi, ayrıca süte göre 2 kat daha fazla protein içeriyor. Tüketici tat testlerinde yüksek beğeni toplayan ÇİLEKLİ, ELMALI BİSKÜVİLİ, ÜZÜM PEKMEZLİ BİSKÜVİLİ, MUZLU ve KAYISILI olmak üzere 5 farklı lezzette Yopiler, 45 gramlık 6’lı ambalajda raflarda yerini aldı. Pınar markasının güvencesiyle hem üretim prosesi hem de ürünün en mükemmel hale gelebilmesi için uzun bir süreçten geçen Yopi, yurtiçi ve yurtdışındaki birçok ürünlerle karşılaştırmalı testlerden geçti. Gelinen noktada tüketici testlerinde lezzet ve içerik olarak pazar liderlerini yakalayan Yopi, hatta bazı çeşitlerinde daha üstte yerini aldı. Pınar’ın sevimli kuklaları beyn ve kemmik ile desteklenen Yopi, çocukların gelişimine özen gösteren tüm anneler ve çocukları için vazgeçilmez bir günlük besin kaynağı olmaya aday...
Pınar’dan çocuk gelişimi için yepyeni bir lezzet: Yopi İnsan beyninin %90’ı ve kemik yapısının önemli bir kısmı 6 yaşına kadar gelişimini tamamlar. Bu dönemde çocukların özellikle kalsiyum, fosfor ve B12 vitaminleri içeren gıdalarla beslenmesi çok önemlidir. Çocukların ve gençlerin bedensel ve zihinsel gelişimine verdiği önemle annelerin kalbinde önemli bir yer tutan Pınar, vitamin ve mineral deposu olan yeni meyveli taze sütlü ürünlerini, Yopi markası ile piyasaya sundu. Her kabında zihinsel ve bedensel gelişimi destekleyen kalsiyum, fosfor ve B 12 vitaminlerini içeren Yopi, ayrıca süte göre 2 kat daha fazla protein içeriyor. Tüketici tat testlerinde yüksek beğeni toplayan ÇİLEKLİ, ELMALI BİSKÜVİLİ, ÜZÜM PEKMEZLİ BİSKÜVİLİ, MUZLU ve KAYISILI olmak üzere 5 farklı lezzette Yopiler, 45 gramlık 6’lı ambalajda raflarda yerini aldı. Pınar markasının güvencesiyle hem üretim prosesi hem de ürünün en mükemmel hale gelebilmesi için uzun bir süreçten geçen Yopi, yurtiçi ve yurtdışındaki birçok ürünlerle karşılaştırmalı testlerden geçti. Gelinen noktada tüketici testlerinde lezzet ve içerik olarak pazar liderlerini yakalayan Yopi, hatta bazı çeşitlerinde daha üstte yerini aldı. Pınar’ın sevimli kuklaları beyn ve kemmik ile desteklenen Yopi, çocukların gelişimine özen gösteren tüm anneler ve çocukları için vazgeçilmez bir günlük besin kaynağı olmaya aday...

Yorumlarım:
Pınar farklı ürün portfolyosuyla tüketyicilerin hayatında olan ve güven duyulan bir marka...Beyn ve kemikkk gibi kuklalarla süt ve süt ürünlerini biraz daha gençleştirip popülerliğini geri kazandıktan sonra yatırımlarına devam etti ve iyi bir adım attı. Çocuklar özellikle belli bir yaşın altındayken aileleri tarafından oldukça iyi bakılmaya çalışılıyor, hiçbirşeyleri eksik kalmasın isteniyor...Normalde sarfedildiğinden çok daha fazla çaba gösteriliyor...Bu durumu gören diğer markalar gibi Pınar da yükselen fonksiyonel gıda trendinde kendine bir yer açtı ve uzmanlığını bu alana da taşıdı...Gelecek günlerde yaptığı yatırımın meyvalarını toplayacağını düşünüyorum...
Unilever'den Aklın Gıdası "Amaze"

Unilever, fonksiyonel gıda liginde yeni bir kategoriyi ilk kez Türkiye’de tanıtarak tarihinde ilk kez bir dünya tanıtımını Türkiye’ye taşıdı. Aklın Gıdası kategorisi olarak adlandırılan yeni kategori; zihinsel gelişim, öğrenme ve hafıza gibi fonksiyonların gelişimine yardımcı olmak üzere özel olarak geliştirilmiş ürünleri barındırıyor ve ismini de buradan alıyor.
Unilever’in bu kategorideki ilk markası Amaze, krema dolgulu tahıl gevreği çeşitleri ve sütlü içeceklerden oluşan ürün gamıyla tüketicilerle buluşuyor. 2007’de fonksiyonel gıda pazarının %20’si 2017’de 10 katı…Unilever Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı İzzet Karaca, fonksiyonel gıda pazarının dünya büyüklüğünün 77,9 milyar dolar ve büyüme hızının da %14 seviyelerinde olduğunu belirtti. Karaca, pazarın Türkiye’deki büyüklüğünün 2006’da 25 milyon YTL civarında olduğunu, 2007 yılı için de iki katı bir büyüme ile 50 milyon YTL’lik bir pazar tahminleri olduğunu ifade etti. Unilever Türkiye’nin, 2007’de Amaze ile fonksiyonel gıda pazarında %20’lik bir pay hedeflediğine dikkat çeken Karaca, yakın dönem hedeflerinin Aklın Gıdası kategorisini yerleştirmek olduğunun altını çizdi. Karaca, 2017’de 2007 rakamlarını 10’a katlayabileceklerine de inançlı olduklarını paylaştı. Unilever’in 2015 yılında dünyada zihinsel gelişime yönelik ürünlerinin tümünden 1 milyar dolarlık bir ciro elde etmeyi hedefliyor.Bilimsel zemine dayalı tek formül: D-HA FormülüUnilever Dünya Fonksiyonel Ürünler Başkan Yardımcısı Hakan Behlil düzenlenen toplantıda yaptığı açıklamada “Amaze markası, bileşenlerinin zihinsel gelişime yardımcı olan etkisi bilimsel zemine dayalı özel bir formül ile üretilen ilk ve tek ürün gamına sahip. Amaze’de bulunan D-HA formülü, zihinsel gelişim için çocukların her gün yeterli miktarda alması gereken demir, iyot ve balık yağında bulunan DHA’nın, emilime hazır ideal bir oranda birleştirilebilmesiyle yaratıldı. D-HA formülüne sahip Amaze ürünleri, çocukların zihinsel gelişimi için ihtiyaç duydukları günlük besin miktarının 1/3’ünü karşılıyor. Yapılan araştırma, Amaze D-HA formülü bileşenlerinin, okul çağındaki çocukların hafızalarını güçlendirmeye ve daha kolay öğrenmelerine yardımcı olduğunu gösteriyor. Amaze, aynı zamanda; folik asit, çinko, vitamin C, B6, B12, B2 gibi besin öğelerinin günlük olarak alınması gereken miktarının da 1/3’üne sahip. Bu formül zihinsel gelişime yardımcı olmak için bir bütün olarak geliştirildi, bu sebeple etkili sonuçlar alabilmek için günlük kullanım çok önemli” diye konuştu.4 yıl ürün geliştirme ve 40 milyon Euro’luk rekabet formülü Behlil kategorinin geleceğine ilişkin yorumlarında; “Ürün geliştirme sürecine 4 yıl önce geçtik ve bugün tamamladık. Bugüne kadar yapılan yatırım 40 milyon Euro. Hollanda’da bulunan Unilever Dünya Gıda ve Sağlık Araştırma Enstitüsü’nde 4 yıllık çalışmalar sonucunda geliştirilen D-HA formülü için yapılan AR-GE yatırımı 40 milyon Euro civarında. Formülün kullanıldığı Amaze ürünlerinin tamamı Türkiye’de üretiliyor ve Türkiye’deki üretim için 1,2 milyon Euro’luk bir alt yapı yatırımı gerçekleşti. Dünyada ilk kez Türkiye’de pazara sürülen Amaze markası tüm dünyada tüketicilerle buluşacak. Algida desteğiHakan Behlil, Amaze projesi boyunca, Türkiye’de 16 yıldır anne ve çocukların en güvendiği, en sevdiği çocuk markalarının başında gelen Algida’nın sahip olduğu deneyimlerden de destek aldıklarını belirtti. Amaze.com.tr ve Amaze Akıl Danışma Hattı Amaze için yakın bir gelecekte hizmete girecek amaze.com.tr internet sitesi, 3 ayrı ziyaretçi grubu için hazırlanmış 3 farklı içeriğe sahip: Çocuklar, anneler ve sağlık uzmanları. Çocuklar için akıllı eğlence sunan site, anneler ve sağlık uzmanları için ise bu gruplara yönelik bilgi içeriğine ağırlık veriyor. Zihinsel gelişim ve ürünle ilgili bilgi almak için amaze.com.tr adresi dışında Amaze Akıl Danışma Hattı da kullanılabiliyor. Hattın numarası: 0800 211 33 61.
http://www.ailem.com/templates/news/detail/detail3.asp?id=15269
http://www.ailem.com/templates/news/detail/detail3.asp?id=15269
Yorumlarım:
Son dönemde "aklın gıdası" konumlandırmasıyla dikkatleri çeken Amaze çocukların zekasını geliştirdiğini ve buna içindeki eşsiz demir, iyot ve D-HA formülüne borçlu olduğunu söylemeye devam ediyor...Tüketicilerin aklındaki soruları ve kuşkuları ortadan kaldırmak için danışma hattı da kuran Amaze'in arkasında Unilever'in olması bence çoğu aile için güven sağlıyor... Marka tüketicileri her açıdan kuşatırken interneti de unutmamış...İsteyen anneler www.amaze.com.tr adresinden markayla ilgili farklı bilgilere ulaşabilir, çocuklar ise oyunlarla eğlenebilir...
Beslenme Anlayışı Değişince Foksiyonel Gıda Pazarı Büyüdü
Referans Gazetesinde çıkan bir habere göre fonksiyonel gıda pazarı giderek büyüyor...
Dünyada sadece karın doyurmakla yetinmeyen yeni bir tüketici kitlesi var. 50 milyar euroluk pazara sahip fonksiyonel gıdalar Türkiye’de de hızla yaygınlaşıyor. Türkiye’de pazar yaklaşık 50 milyon YTL ciroya sahip.
Probiyotik yoğurtlar, kalsiyum destekli margarinler, light ürünler, A-C-E vitaminli meyve suları, yaşlılar ve çocuklar için özel süt ürünleri. Gıda sektöründe yeni bir rüzgar esiyor ve bu rüzgarın adı ‘Fonksiyonel Gıdalar.’ Artık dünyada sadece karın doyurmakla yetinmeyen yeni bir tüketici kitlesi var. Dünyanın birçok bölgesindeki gıda firmaları da bu pazarda daha etkin rol almak için harekete geçti. Tüketiciler artık beslenirken aynı zamanda sudaki, havadaki ve gıdalardaki kirlilikten ve kimyasallardan kaynaklanan hastalıklardan korunmak, yaşlılığı geciktirmek ya da vücutlarının direncini artırmak istiyor.
Fonksiyonel gıdaların çok yönlü yararlarının bilimsel olarak da kanıtlanmaya başlaması tüketicilerin bu tür gıdalara olan ilgisini de giderek artırıyor. Tahminlere göre, fonksiyonel gıdaların dünya pazarındaki büyüklüğü 50 milyar euoroya ulaşmış durumda. Uzmanlara göre pazarın yıllık büyüme oranı ise yüzde 20’lerde. Bu ürünlerin en çok tüketildiği ve pazarı hızla büyüyen pazarlar arasında ise Amerika, Avrupa ve Japonya gibi ülkeler göze çarpıyor.
Sadece Avrupa ülkelerinde bu pazar 20 milyar euro civarında. Amerika ve Japonya’da pazarın büyüklüğünün 20 milyar dolarlara ulaştığı belirtiliyor. Fonksiyonel ürünün bu ülkelerden başlayarak büyümesinin nedenleri arasında bu ülkelerdeki tüketicilerin gelir ve eğitim düzeylerinin yüksek olması ve bu ürünlerin üretimi için gerekli olan yüksek maliyetli AR-GE yatırımlarını gerçekleştirebilecek güçlü sermayeli firmaların bu ülkelerde yoğunlaşması olarak gösteriliyor.
Mart Ayında Zirve VarTürkiye’deki fonksiyonel ürün pazarının ise 50 milyon YTL (37.7 milyon dolar) civarında olduğu tahmin ediliyor. Henüz emekleme döneminde olmasına karşın önümüzdeki dönem hızla büyümesi beklenen pazarın önündeki en büyük engel ise Türk Gıda Kodeksi’ndeki eksiklikler. “Bu ürünleri pazara sunan firmalar çok doğru bir iş yapmalarına karşın yasal boşluk nedeniyle yasal olmayan bir üretim yapıyormuş pozisyonundalar. Bu durumun bir an önce düzeltilmesi lazım” diye konuşan Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu Başkanı Şemsi Kopuz, 2006’da federasyon olarak özellikle bu pazar için çaba harcayacaklarını söylüyor.
Mart ayında ’Fonkisyonel Gıda Zirvesi’ yapmaya hazırlandıklarını dile getiren Kopuz, Tarım Bakanlığı’nın bugüne kadar bütün yasal düzenlemeleri sanayiinin görüşünü almadan gerçekleştirdiğini kaydediyor ve şu bilgileri veriyor:
“Bakanlıkla sektör temsilcileri geçen hafta bir araya geldi. Avrupa Birliği’ndeki düzenlemeleri sunduk. Bu konuda Sağlık Bakanlığı’nın da görüşleri alınacak. Türkiye’de geçtiğimiz yaz ayında proaktif ürünlere yönelik Etiketleme Tebliği yayınlandı. Tebliğler sadece bu ürünlerle sınırlandırılmamalı. Dünyada milyar dolarlarla ifade edilen bir pazar var Türkiye’de ise sütü sokağa döküyoruz. Fonksiyonel gıdalar gelecekte bu sektörün lokomotifi olabilir.”
Türkiye’nin diğer alanlarda olduğu gibi bu konuda da yasa ve yönetmeliklerde Avrupa Birliği mevzuatlarını takip etmesi gerektiğini vurgulayan Kopuz, “Avrupa da fonksiyonel gıdalarda henüz yasal sürecini tamamlamış değil. Fakat Dünya Sağlık Örgütü’nün ve üniversitelerin akademik tebliğlerini baz alarak çıkan yeni ürünlere etiketleme tebliğleri yayınlayarak sektörün önü açılıyor. Türkiye’de de benzer düzenlemeye ihtiyaç var. Yasal sıkıntılar aşılırsa Avrupa çapında üretim yapan firmalarımızın bu alana yatırımları da artacaktır” diyor.
Sütaş Büyümeye Devam DiyorFonksiyonel ürün denilince akla ilk gelenler arasında probiyotik yoğurtlar geliyor. Şu anda pazarda en hızlı büyüme bu ürün grubunda yaşanıyor. Yovita markasıyla ‘fonksiyonel gıda pazarına yatırım yapan Sütaş da bu tür gıdaların yeni tüketici gruplarına ulaşmada önemli olduğuna inanıyor. Sütaş Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Ergun Ermutlu, fonksiyonel ürünlerin Türkiye için yeni ve niş bir market olduğunu belirterek büyüme potansiyeline dikkat çekiyor. Firma olarak bu alanda agresif büyüme kararı aldıklarını açıklayan Ermutlu, 2006 yılında pazardaki konumu güçlendirecek yeni çeşitler ve farklı uygulamalarla tüketicinin karşısına çıkacaklarını söylüyor. Ermutlu, “Avrupa Birliği üyeliği sürecindeki Türkiye’de birçok konuda yapılan yasal düzenlemeler doğal olarak süt ve süt ürünleri sektörünü de kapsıyor. Bu tür yasal düzenlemeler somutlaştıkça sektörün önü daha da açılacak ve yatırımlar artacaktır” diyor.
Danone Türkiye’yi Yatırım Üssü Yapacak1999 yılında çocukların sağlıklı büyümelerine yardımcı olmak söylemi ile piyasaya sunduğu ürünlerin ardından geçtiğimiz yıl nisan ayında piyasaya sunduğu probiyotik yoğurt Activia ile pazara hızlı giren Danone, Vital süt serisi ile portföyüne yeni fonksiyonel gıda eklemiş oldu. Hamile anneler için Danone Vital 1, formlarını kaybetmek istemeyen anneler için Danone Vital 2 ve yaşı ilerlemiş, kemik yapısını korumak isteyen anneler için Vital 3 serisini üreten Danone yeni ürün gruplarıyla pazar payını artırmanın peşinde. Groupe Danone’nin Türkiye’yi önemli bir yatırım üssü olarak gördüğünü söyleyen Danone Ürün Pazarlama Müdürü Gökhan Öğüt, Groupe Danone bünyesinde faaliyet gösteren Danone Vitapole’de (Danone Uluslararası Araştırma-Geliştirme Merkezi) ürünlerin geliştirilmesi için çalışmaların devam ettiğini belirterek bu birikimlerin Türkiye pazarını da etkileyeceğini anlatıyor.
Marsa Minerella İle Çocuk Margarini ÜrettiSabancı Grubu’nun bu alandaki ürünü ise çocuklara yönelik kahvaltılık margarin olarak geldi. Luna Minerella’nın kendi alanında tek olduğunu söyleyen MarSa Genel Müdürü Alp Pıdik de fonksiyonel gıda pazarının büyüme potansiyelinin çok yüksek olduğuna inanıyor. Bu konuda yeni yatırım planları bulunduğunu belirten Pıdik, "Margarinler büyüme potansiyeli yüksek ürün grupları arasında yer alıyor. Yeni yatırımlarımızın hangi ürünleri kapsayacağı konusunda araştırmalara devam ediyoruz" diyor. Pazarda bu ürünlere karşı önemli bir talebin bulunmasına karşın henüz netleşmiş bir mevzuatın bulunmadığını hatırlatan Pıdik, "Yasal sürecin de hızla işletilmesi gerek" diye devam ediyor.
Meyve Suyu da Fonksiyonel OlacakFonksiyonel ürün grupları arasında meyve suları da önemli bir yer tutuyor. A-C-E vitaminlilerin yanı sıra soya ya da peynir suyu ile karıştırılarak üretilen meyve suları fonksiyonel gruba dahil ediliyor. Avrupa’da üretilen toplam meyve suyunun yüzde 40’ı bu grupta yer alırken uzmanlar pazarın büyümeye devam ettiğine dikkat çekiyor. Türkiye pazarında ise fonksiyonel meyve suları kapsamında şimdilik sadece A-C ve E vitaminli meyve suları bulunuyor. 2005 yılında üretilen 460 milyon litre meyve suyunun ancak 23 milyon litresinin A-C ve E vitaminli meyve suyu olduğu bilgisini veren Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) Başkanı Aziz Ekşi’ye göre bu durum geçici.
Türkiye’de fonksiyonel ürün pazarının büyümesi önünde en büyük engelin yasal boşluk olduğunu savunan Ekşi, Gıda Kodeksi’ndeki eksiklerin firmaları kısıtladığını belirtiyor. Fonksiyonel ürünlerin etiketlerde belirtilmesi gerektiğini belirten Ekşi, “Fonksiyonel Gıda Yönetmeliği gibi yeni bir yönetmeliğe gerek yok. Etiketleme Yönetmeliği üzerinde değişiklik yapılması yeterli olacak. Avrupa ülkelerindeki uygulamalarda etiketleme üzerinden yürütülüyor. Bu konuda tüm yetkiler elbette Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’na aittir. Fakat Türkiye’de Gıda Bilimi Komitesi eksikliği var. Bakanlığa bağlı böyle bir birim oluşturulursa yetki sorunu da çözülür” diyor.
Mevzuat Çalışmaları AB’ye Paralel SürdürülüyorBeslenmenin yanı sıra sağlığa faydalı gıdalar ‘Fonksiyonel gıdalar’ olarak tanımlanıyor. Kuvvetlendirilmiş, zenginleştirilmiş, geliştirilmiş gıdalara ve diyet takviyelerine kadar bütün gıdalar fonksiyonel gıdaların kapsamına giriyor ve bu gıdalar bedensel faydaların yanı sıra psikolojik rahatlık sağladığı gibi, hastalık risklerini de azaltıyor. Fonksiyonel gıdaların içindeki bileşenler ürünün doğal yapısında bulunabildiği gibi üretim sırasında da gıdaya eklenebiliyor. Fonksiyonel gıdalar genel anlamda tüm dünya pazarında yeni bir alan olduğu için yasal düzenlemeler yeni yeni gelişiyor. Önemli pazarlardan Avrupa ülkelerinde fonksiyonel gıdalar için herhangi bir yasal tanım bulunmuyor. Öte yandan Avrupa ülkeleri gıdalar için sağlık iddiasına izin vermedikleri için gıda etiketlerinin bu tür yanlış anlamaya neden olmaması için çaba harcıyor. Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü, Avrupa Konseyi ve ulusal düzenlemeler sadece “savunulabilir ve iyi bulunmuş” iddialara izin veriyor. Türkiye’de ise Türk Gıda Kodeksi ve yönetmelikleri kapsamında Tarım Bakanlığı onayıyla üretim yapılabiliyor. Fonksiyonel ürünlerle ile ilgili olarak Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Avrupa Birliği’ne uyum sürecine paralel olarak çalışmalar yürütüyor.
Yorumlarım:
Gün geçtikçe Türkiye'de etkisini gösteren fonksiyonel gıdalar artık Türk topraklarında, yatırımcıların desteğiyle gelişmeye devam ediyo ve bu gidişle bu trend yükselmeye devam edecek çünkü tükecitiler artık yedikleri besinlerin güzelliğinden çok sağlıklarına ne katkıda bulunduğuyla daha çok ilgileniyor...Bence markaların da desteğiyle ve gerekli otoritelere yaptıkları baskılar ve anlaşmalarla fonksiyonel gıdanın Türkiye'de de gideceği çok yol var...
Dünyada sadece karın doyurmakla yetinmeyen yeni bir tüketici kitlesi var. 50 milyar euroluk pazara sahip fonksiyonel gıdalar Türkiye’de de hızla yaygınlaşıyor. Türkiye’de pazar yaklaşık 50 milyon YTL ciroya sahip.
Probiyotik yoğurtlar, kalsiyum destekli margarinler, light ürünler, A-C-E vitaminli meyve suları, yaşlılar ve çocuklar için özel süt ürünleri. Gıda sektöründe yeni bir rüzgar esiyor ve bu rüzgarın adı ‘Fonksiyonel Gıdalar.’ Artık dünyada sadece karın doyurmakla yetinmeyen yeni bir tüketici kitlesi var. Dünyanın birçok bölgesindeki gıda firmaları da bu pazarda daha etkin rol almak için harekete geçti. Tüketiciler artık beslenirken aynı zamanda sudaki, havadaki ve gıdalardaki kirlilikten ve kimyasallardan kaynaklanan hastalıklardan korunmak, yaşlılığı geciktirmek ya da vücutlarının direncini artırmak istiyor.
Fonksiyonel gıdaların çok yönlü yararlarının bilimsel olarak da kanıtlanmaya başlaması tüketicilerin bu tür gıdalara olan ilgisini de giderek artırıyor. Tahminlere göre, fonksiyonel gıdaların dünya pazarındaki büyüklüğü 50 milyar euoroya ulaşmış durumda. Uzmanlara göre pazarın yıllık büyüme oranı ise yüzde 20’lerde. Bu ürünlerin en çok tüketildiği ve pazarı hızla büyüyen pazarlar arasında ise Amerika, Avrupa ve Japonya gibi ülkeler göze çarpıyor.
Sadece Avrupa ülkelerinde bu pazar 20 milyar euro civarında. Amerika ve Japonya’da pazarın büyüklüğünün 20 milyar dolarlara ulaştığı belirtiliyor. Fonksiyonel ürünün bu ülkelerden başlayarak büyümesinin nedenleri arasında bu ülkelerdeki tüketicilerin gelir ve eğitim düzeylerinin yüksek olması ve bu ürünlerin üretimi için gerekli olan yüksek maliyetli AR-GE yatırımlarını gerçekleştirebilecek güçlü sermayeli firmaların bu ülkelerde yoğunlaşması olarak gösteriliyor.
Mart Ayında Zirve VarTürkiye’deki fonksiyonel ürün pazarının ise 50 milyon YTL (37.7 milyon dolar) civarında olduğu tahmin ediliyor. Henüz emekleme döneminde olmasına karşın önümüzdeki dönem hızla büyümesi beklenen pazarın önündeki en büyük engel ise Türk Gıda Kodeksi’ndeki eksiklikler. “Bu ürünleri pazara sunan firmalar çok doğru bir iş yapmalarına karşın yasal boşluk nedeniyle yasal olmayan bir üretim yapıyormuş pozisyonundalar. Bu durumun bir an önce düzeltilmesi lazım” diye konuşan Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu Başkanı Şemsi Kopuz, 2006’da federasyon olarak özellikle bu pazar için çaba harcayacaklarını söylüyor.
Mart ayında ’Fonkisyonel Gıda Zirvesi’ yapmaya hazırlandıklarını dile getiren Kopuz, Tarım Bakanlığı’nın bugüne kadar bütün yasal düzenlemeleri sanayiinin görüşünü almadan gerçekleştirdiğini kaydediyor ve şu bilgileri veriyor:
“Bakanlıkla sektör temsilcileri geçen hafta bir araya geldi. Avrupa Birliği’ndeki düzenlemeleri sunduk. Bu konuda Sağlık Bakanlığı’nın da görüşleri alınacak. Türkiye’de geçtiğimiz yaz ayında proaktif ürünlere yönelik Etiketleme Tebliği yayınlandı. Tebliğler sadece bu ürünlerle sınırlandırılmamalı. Dünyada milyar dolarlarla ifade edilen bir pazar var Türkiye’de ise sütü sokağa döküyoruz. Fonksiyonel gıdalar gelecekte bu sektörün lokomotifi olabilir.”
Türkiye’nin diğer alanlarda olduğu gibi bu konuda da yasa ve yönetmeliklerde Avrupa Birliği mevzuatlarını takip etmesi gerektiğini vurgulayan Kopuz, “Avrupa da fonksiyonel gıdalarda henüz yasal sürecini tamamlamış değil. Fakat Dünya Sağlık Örgütü’nün ve üniversitelerin akademik tebliğlerini baz alarak çıkan yeni ürünlere etiketleme tebliğleri yayınlayarak sektörün önü açılıyor. Türkiye’de de benzer düzenlemeye ihtiyaç var. Yasal sıkıntılar aşılırsa Avrupa çapında üretim yapan firmalarımızın bu alana yatırımları da artacaktır” diyor.
Sütaş Büyümeye Devam DiyorFonksiyonel ürün denilince akla ilk gelenler arasında probiyotik yoğurtlar geliyor. Şu anda pazarda en hızlı büyüme bu ürün grubunda yaşanıyor. Yovita markasıyla ‘fonksiyonel gıda pazarına yatırım yapan Sütaş da bu tür gıdaların yeni tüketici gruplarına ulaşmada önemli olduğuna inanıyor. Sütaş Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Ergun Ermutlu, fonksiyonel ürünlerin Türkiye için yeni ve niş bir market olduğunu belirterek büyüme potansiyeline dikkat çekiyor. Firma olarak bu alanda agresif büyüme kararı aldıklarını açıklayan Ermutlu, 2006 yılında pazardaki konumu güçlendirecek yeni çeşitler ve farklı uygulamalarla tüketicinin karşısına çıkacaklarını söylüyor. Ermutlu, “Avrupa Birliği üyeliği sürecindeki Türkiye’de birçok konuda yapılan yasal düzenlemeler doğal olarak süt ve süt ürünleri sektörünü de kapsıyor. Bu tür yasal düzenlemeler somutlaştıkça sektörün önü daha da açılacak ve yatırımlar artacaktır” diyor.
Danone Türkiye’yi Yatırım Üssü Yapacak1999 yılında çocukların sağlıklı büyümelerine yardımcı olmak söylemi ile piyasaya sunduğu ürünlerin ardından geçtiğimiz yıl nisan ayında piyasaya sunduğu probiyotik yoğurt Activia ile pazara hızlı giren Danone, Vital süt serisi ile portföyüne yeni fonksiyonel gıda eklemiş oldu. Hamile anneler için Danone Vital 1, formlarını kaybetmek istemeyen anneler için Danone Vital 2 ve yaşı ilerlemiş, kemik yapısını korumak isteyen anneler için Vital 3 serisini üreten Danone yeni ürün gruplarıyla pazar payını artırmanın peşinde. Groupe Danone’nin Türkiye’yi önemli bir yatırım üssü olarak gördüğünü söyleyen Danone Ürün Pazarlama Müdürü Gökhan Öğüt, Groupe Danone bünyesinde faaliyet gösteren Danone Vitapole’de (Danone Uluslararası Araştırma-Geliştirme Merkezi) ürünlerin geliştirilmesi için çalışmaların devam ettiğini belirterek bu birikimlerin Türkiye pazarını da etkileyeceğini anlatıyor.
Marsa Minerella İle Çocuk Margarini ÜrettiSabancı Grubu’nun bu alandaki ürünü ise çocuklara yönelik kahvaltılık margarin olarak geldi. Luna Minerella’nın kendi alanında tek olduğunu söyleyen MarSa Genel Müdürü Alp Pıdik de fonksiyonel gıda pazarının büyüme potansiyelinin çok yüksek olduğuna inanıyor. Bu konuda yeni yatırım planları bulunduğunu belirten Pıdik, "Margarinler büyüme potansiyeli yüksek ürün grupları arasında yer alıyor. Yeni yatırımlarımızın hangi ürünleri kapsayacağı konusunda araştırmalara devam ediyoruz" diyor. Pazarda bu ürünlere karşı önemli bir talebin bulunmasına karşın henüz netleşmiş bir mevzuatın bulunmadığını hatırlatan Pıdik, "Yasal sürecin de hızla işletilmesi gerek" diye devam ediyor.
Meyve Suyu da Fonksiyonel OlacakFonksiyonel ürün grupları arasında meyve suları da önemli bir yer tutuyor. A-C-E vitaminlilerin yanı sıra soya ya da peynir suyu ile karıştırılarak üretilen meyve suları fonksiyonel gruba dahil ediliyor. Avrupa’da üretilen toplam meyve suyunun yüzde 40’ı bu grupta yer alırken uzmanlar pazarın büyümeye devam ettiğine dikkat çekiyor. Türkiye pazarında ise fonksiyonel meyve suları kapsamında şimdilik sadece A-C ve E vitaminli meyve suları bulunuyor. 2005 yılında üretilen 460 milyon litre meyve suyunun ancak 23 milyon litresinin A-C ve E vitaminli meyve suyu olduğu bilgisini veren Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) Başkanı Aziz Ekşi’ye göre bu durum geçici.
Türkiye’de fonksiyonel ürün pazarının büyümesi önünde en büyük engelin yasal boşluk olduğunu savunan Ekşi, Gıda Kodeksi’ndeki eksiklerin firmaları kısıtladığını belirtiyor. Fonksiyonel ürünlerin etiketlerde belirtilmesi gerektiğini belirten Ekşi, “Fonksiyonel Gıda Yönetmeliği gibi yeni bir yönetmeliğe gerek yok. Etiketleme Yönetmeliği üzerinde değişiklik yapılması yeterli olacak. Avrupa ülkelerindeki uygulamalarda etiketleme üzerinden yürütülüyor. Bu konuda tüm yetkiler elbette Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’na aittir. Fakat Türkiye’de Gıda Bilimi Komitesi eksikliği var. Bakanlığa bağlı böyle bir birim oluşturulursa yetki sorunu da çözülür” diyor.
Mevzuat Çalışmaları AB’ye Paralel SürdürülüyorBeslenmenin yanı sıra sağlığa faydalı gıdalar ‘Fonksiyonel gıdalar’ olarak tanımlanıyor. Kuvvetlendirilmiş, zenginleştirilmiş, geliştirilmiş gıdalara ve diyet takviyelerine kadar bütün gıdalar fonksiyonel gıdaların kapsamına giriyor ve bu gıdalar bedensel faydaların yanı sıra psikolojik rahatlık sağladığı gibi, hastalık risklerini de azaltıyor. Fonksiyonel gıdaların içindeki bileşenler ürünün doğal yapısında bulunabildiği gibi üretim sırasında da gıdaya eklenebiliyor. Fonksiyonel gıdalar genel anlamda tüm dünya pazarında yeni bir alan olduğu için yasal düzenlemeler yeni yeni gelişiyor. Önemli pazarlardan Avrupa ülkelerinde fonksiyonel gıdalar için herhangi bir yasal tanım bulunmuyor. Öte yandan Avrupa ülkeleri gıdalar için sağlık iddiasına izin vermedikleri için gıda etiketlerinin bu tür yanlış anlamaya neden olmaması için çaba harcıyor. Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü, Avrupa Konseyi ve ulusal düzenlemeler sadece “savunulabilir ve iyi bulunmuş” iddialara izin veriyor. Türkiye’de ise Türk Gıda Kodeksi ve yönetmelikleri kapsamında Tarım Bakanlığı onayıyla üretim yapılabiliyor. Fonksiyonel ürünlerle ile ilgili olarak Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Avrupa Birliği’ne uyum sürecine paralel olarak çalışmalar yürütüyor.
Yorumlarım:
Gün geçtikçe Türkiye'de etkisini gösteren fonksiyonel gıdalar artık Türk topraklarında, yatırımcıların desteğiyle gelişmeye devam ediyo ve bu gidişle bu trend yükselmeye devam edecek çünkü tükecitiler artık yedikleri besinlerin güzelliğinden çok sağlıklarına ne katkıda bulunduğuyla daha çok ilgileniyor...Bence markaların da desteğiyle ve gerekli otoritelere yaptıkları baskılar ve anlaşmalarla fonksiyonel gıdanın Türkiye'de de gideceği çok yol var...
26 Nisan 2007 Perşembe
Kolestrol Düşürücüler - Becel Pro-Activ
Becel Pro-activ'in Marketing Türkiye'de yayınlanan künyesine göre,
"Becel, içerdiği bitkisel steroller ile kolesterol düzeyini düşürmeye yardımcı olan sürülebilir margarin Becel pro-activ’i, televizyon için hazırlanan reklam kampanyasıyla tanıtıyor. Kampanya, Becel pro-activ’in etkisini doğal ve pozitif bir tonda işlerken, Becel pro-activ ile kolesterolünü düşürüp hayat kalitesini yükseltmeyi tercih eden tüketici örneklerini ekrana getiriyor. Becel pro-activ’in etkisi 40 aşkın klinik çalışmayla test edilmiş bulunuyor. Becel pro-activ, kolesterol düşürücü ürünler kategorisinde tüm dünyada 10 milyonu aşkın kullanıcısı ile en yüksek düzenli kullanan kişi sayısına sahip. "
Ancak diğer ürünler gibi farklı seçenekler sunmak yerine margarin çeşidiyle piyasada bulunuyor.
Ancak diğer ürünler gibi farklı seçenekler sunmak yerine margarin çeşidiyle piyasada bulunuyor.

Kaydol:
Kayıtlar (Atom)